TT

Yusuf Kenan Bağır

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasında Ekonomist olarak görev yapmaktadır.

 

Editöre Not
Her türlü görüş, öneri
ve yorumlarınız için:
Mesaj Gönder

Ticari bir işlemde tarafların birbirleri, satış koşulları ve satışa konu mal üzerinde tam bilgi sahibi olmaması olarak tanımlanabilecek bilgi asimetrisi, piyasaların etkin olarak işlemesinin önünde önemli bir engel. Dil uyumsuzluğu, bürokratik prosedürler ve güvenlik endişeleri gibi unsurlar ise uluslararası ticarette bilgi eksikliğini daha da artırıyor ve firmaların yeni bir dış pazara girmesini zorlaştırıyor. Bilgi asimetrisi kaynaklı maliyetler, gelişen iletişim ve ulaşım teknolojileri ile azalmakla birlikte, firmaların karar denkleminde halen önemli bir yer teşkil ediyor. Diğer taraftan, ülkeler de konsolosluk işlerini ve siyasi ilişkileri sürdürmenin yanında, uluslararası ticareti geliştirmek ve firma iş ve işlemlerini kolaylaştırmak amacıyla büyükelçilikler, konsolosluklar ve ihracatı teşvik ajansları gibi dış misyonları yaygınlaştırmaya devam ediyor (Rose, 2007). Bu kurumlar uzman görevliler aracılığıyla ülke yasalarının tanıtılması, ihracat fırsatlarının araştırılması ve yerel iş adamlarına bilgilendirme yapılması gibi alanlarda ihracata doğrudan destek sağlıyor. 

Türkiye 2008-2016 yılları arasında 39 ülkede yeni büyükelçilik açtı (Tablo 1). Bu çalışma, söz konusu açılımın Türkiye’nin ilgili ülkelerle olan dış ticaretine etkisini analiz ediyor (Bağır, 2019).

 

Ampirik analiz sonuçlarını paylaşmadan önce, Türkiye’nin yeni büyükelçilik açtığı ülkelere yönelik ihracat performansını grafiksel olarak incelemekte fayda var. Ülkeleri; 2008-2016 döneminde ilk defa büyükelçilik açılan ülkeler, hiç büyükelçilik açılmamış ülkeler ve 2008 öncesinde de büyükelçilik bulunan ülkeler olarak 3 gruba ayırabiliriz. Grafik 1’de 2008-2016 döneminde bu 3 ülke grubuna yapılan ihracat, ihraç edilen ürün çeşiti ve ihracat yapan firma sayılarına ilişkin ortalama büyüme performanslarını görüyoruz. Büyükelçilik açılan ülkelere olan ihracatın diğer ülkelere göre çok daha iyi bir seyir izlediği görülüyor. 

İktisadi yazında büyükelçilikler ile diğer dış misyonların dış ticarete etkisini ölçmek amacıyla yapılan kısıtlı sayıda çalışma, büyük oranda yatay kesit analizi ile tahmin yapıyor (Segura-Cayuela ve Vilarrubia 2008, Rose 2007). Ancak, yatay kesit analizinde ülke sabit etkileri kontrol edilemediğinden, bulunan etkinin büyükelçiliklerin varlığından kaynaklandığından ekonometrik olarak emin olabilmek zor. Türkiye’nin görece kısa bir zaman dilimi içinde 39 yeni büyükelçilik açması ise, etkinin panel veri analiz teknikleri kullanılarak daha güvenilir bir şekilde tahmin edilmesine imkân veriyor. 

Bununla birlikte, panel veri analizinde dahi, yeni büyükelçilikler ekonomik büyüme eğiliminin güçlü olduğu ya da ihracat eğiliminin zaten pozitif olduğu ülkelerde açılmışsa, bulunan etkinin yansızlığını iddia etmek mümkün olmaz. Ters nedensellik ilişkisi olarak adlandırılan bu sorunun var olup olmadığını teşhis etmek amacıyla basit bir regresyon testi yaptık. Büyükelçilik açılmasından öncesi ve sonrasındaki 5’er yıllık dönemdeki her bir yıl için kukla değişken oluşturarak bunların ihracatın doğal logaritması üzerine etkisini regresyon denklemi ile tahmin ettik. Bu testten elde edilen kukla değişkenlerin katsayı ve güven aralıkları Grafik 2'de görülebilir. Katsayıların, büyükelçilik açılmasından önce pozitif bir eğilime sahip olmaması, ters nedensellik ilişkisinin olmadığını öneriyor. 

Yine de ters nedensellik kaygılarını gidermek amacıyla büyükelçiliklerin dış ticaret etkisi ülke özel zaman eğilimleri de kontrol edilerek ekonometrik olarak tahmin edildi (Ek Tablo). Buna göre bir ülkeye büyükelçilik açılması o ülkeye olan toplam ihracatı yüzde 26,9 oranında artırıyor. İhraç ürünleri farklılaştırılmış ürünler ve homojen ürünler olarak iki gruba ayrıldığında, ihracat üzerindeki olumlu etkinin (bilgi asimetrisi kaynaklı batık maliyetlerin daha yüksek olduğu) farklılaştırılmış ürün ihracatındaki artıştan kaynaklandığı anlaşılıyor1. Diğer taraftan ürün çeşitliliğindeki artışın ve yeni ihracatçıların ihracattaki artışa olan katkısına bakıldığında; büyükelçilik açılmasının ürün çeşitliliğini yüzde 9,9; ihracat yapan firma sayısını ise yüzde 7,7 düzeyinde artırdığı görülüyor.

Türkiye’nin yeni büyükelçilik açılan ülkelere ihracatının toplam ihracat içindeki payının düşük olması nedeniyle, kısa dönemde ülke ihracatına hacimli bir etki beklenmemeli. Ancak, Afrika ve Latin Amerika ağırlıklı bu coğrafyalara Türk firmalarının büyükelçiliklerimiz vasıtasıyla adım atmış olması, uzun vadede bu bölgelerdeki potansiyel ekonomik büyümeden daha fazla pay almalarını sağlayacaktır. Diğer taraftan, Ülkemiz firmaları için geleneksel piyasalarda yaşanması olası dönemsel şoklara karşı bir alternatif sağlayacaktır. Nitekim uluslararası ticaretin gelişmiş ülkeler kaynaklı olarak yaklaşık yüzde 13 düzeyinde daraldığı 2011-2016 arası dönemde Türk firmaları, piyasa çeşitlendirmesinin de katkısıyla Ülkemiz toplam ihracat seviyesini yükseltmeyi başarmıştır (Bağır ve Torun, 2019). 

1  Ürün ayrımı için Rauch (1999) sınıflandırması kullanılmıştır.

 

Referanslar

Bagir, Y.K. (2019). Impact of the Presence of Embassies on Trade: Evidence from Turkey. World Trade Review, 1-10. doi:10.1017/S147474561800040X

Bağır, Y.K., Torun, H. (2020). Türk Firmaları Arasında İhracat Rekabeti. TCMB Ekonomi Notları Serisi. 2020-03.

Rauch, J. E. (1999). Networks versus markets in international trade. Journal of International Economics, 48(1), 7-35.

Rose, A. K. (2007). The foreign service and foreign trade: Embassies as export promotion. The World Economy, 30(1), 22-38.

Segura-Cayuela, R.,  Vilarrubia, J. M. (2008b). The effect of foreign service on trade volumes and trade partners. Working Paper: Banco de España, 808.

 

Yusuf Kenan Bağır

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasında Ekonomist olarak görev yapmaktadır.

 

Editöre Not
Her türlü görüş, öneri
ve yorumlarınız için:
Mesaj Gönder

ANA SAYFA

* Blogda yer verilen görüşler yazarlara aittir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının resmi görüşlerini temsil etmeyebilir.