TT

Dilara Ertuğ

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasında Ekonomist olarak görev yapmaktadır.

Mustafa Utku Özmen

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasında Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yapmaktadır.

Editöre Not
Her türlü görüş, öneri
ve yorumlarınız için:
Mesaj Gönder

Türkiye net enerji ithalatçısı bir ülke. Bu nedenle uluslararası piyasalarda belirlenen enerji fiyatları bir maliyet unsuru olarak karşımıza çıkıyor. Bunun yanı sıra döviz kurundaki dalgalanmalar da enerji maliyetleri üzerinde ek bir baskı yaratıyor (Grafik 1). Diğer taraftan, enerji fiyatları hem hanehalkının harcamaları içinde hem de imalat sanayinin üretim maliyetleri arasında kayda değer bir paya sahip (Grafik 2)[1]. Bu açıdan bakıldığında, hanehalkı ve firmaların kullandıkları enerjinin fiyatlandırılması diğer mal ve hizmetlerden farklılaşıyor. Dolayısıyla, ülkelerin enerji fiyatlandırma politikaları incelendiğinde, fiyatların bir kısmının veya tamamının doğrudan kamu tarafından belirlendiğini; ya da enerji piyasasının tamamen özelleştirildiği durumlarda vergi politikası kanalıyla kamunun aktif yönlendirmesinin olduğunu görmek mümkün. Benzer bir ikili durum Türkiye’de de mevcut. Örneğin, akaryakıt fiyatları serbest piyasada belirlense de, nihai satış fiyatları üzerinde vergi ayarlamalarının belirgin bir ağırlığı var, ya da elektrik ve doğalgaz fiyatları EPDK onayıyla belirlenmekte. Bu çerçevede, bu yazıda hem üretici hem tüketici fiyat endeksindeki elektrik ve doğalgaz fiyatlarındaki ayarlamaların tüketici enflasyonu üzerindeki dolaylı etkilerini inceliyoruz.

Enerji Fiyatlarının Enflasyona Yayılımı… Hangi Kanallarla Gerçekleşiyor?

Enerji fiyatlamasına yönelik stratejiler enflasyon üzerinde de bir etki yaratıyor ve bu etki sadece bu malların fiyat endeksleri içindeki payı ile sınırlı kalmıyor. Yönetilen enerji fiyatlarındaki ayarlamaların enflasyon üzerinde dolaylı yansımaları, üretim ve işletme maliyetleri veya göreli fiyatlar kanalıyla da gözleniyor (Şekil 1).

Elektrik ve doğalgaz fiyatlarındaki ayarlamaların tüketici enflasyonu üzerindeki dolaylı etkilerini incelerken öncelikle üretici fiyatlarına bakalım. İlk dikkat çeken konu, enerji kalemlerinin kendi arasındaki geçişkenlik. Türkiye’de elektrik üretiminin bir kısmı doğalgaz santralleri kanalıyla yapıldığından doğalgaz üretici fiyatlarındaki artışlar elektrik üretici fiyatları üzerinde baskı oluşturuyor. Diğer taraftan, sanayideki elektrik fiyatlarındaki artışlar, doğrudan üretim maliyetleri kanalından imalat sanayi fiyatlarını etkiliyor. Sonrasında da, imalat fiyatlarındaki bu artış kanalıyla tüketici fiyatları üzerinde dolaylı etkiler görebilmek mümkün.

İkinci olarak, TÜFE’de yer alan elektrik ve doğalgaz fiyatlarındaki artışların tüketici fiyatlarına dolaylı yansımaları da olabiliyor. Her ne kadar tüketici fiyatları endeksinde yalnızca konutta kullanılan elektrik ve doğalgaz fiyatları yer alsa da, örneğin, konuttaki fiyat ayarlamaları ticarethanelerdeki enerji fiyatlarını da etkileyebiliyor. Bu kanalla da hizmetler, temel mallar veya işlenmiş gıda gibi grupların fiyatları üzerinde de dolaylı etkiler gözlenebiliyor.

Nasıl Bir Modelleme ve Ayrıştırma Stratejisi İzlemeli?

Elektrik ve doğalgaz fiyatlarının tüketici enflasyonu üzerindeki dolaylı etkilerini incelemek için çeşitli vektör öz gecikmeli regresyon (VAR) modelleri tahmin ediyoruz. Bu modellerden elde ettiğimiz etki-tepki fonksiyonlarını kullanarak enerji fiyatlarındaki ayarlamaların enflasyon üzerindeki etkilerini büyüklük bakımından inceliyoruz.

İlk olarak, üretici fiyatları üzerindeki dolaylı etkileri ayrıştırabilmek amacıyla beş değişkenden oluşan bir VAR modeli ile başlıyoruz. Bu model sırasıyla Türk lirası cinsinden ham petrol fiyatları, gaz imalatı fiyatları, elektrik üretimi fiyatları, çıktı açığı ile yurtiçi ÜFE- imalat sanayi sektörü fiyatlarından oluşuyor.[2] Etkilerin doğru ayrıştırılabilmesi için dolar kurundaki değişim (gecikmeli değerleriyle birlikte) modele dışsal bir değişken olarak ekleniyor. Tüketici fiyatları üzerindeki dolaylı etkileri görebilmek amacıyla model her seferinde farklı bir tüketici grubuna ait fiyatları (işlenmiş gıda, temel mal ve hizmet fiyatları) içerecek şekilde genişletiliyor. Böylece, doğalgaz ve elektriğin üretici fiyatlarındaki değişimlerin, tüketici fiyatlarının ana kalemleri üzerindeki dolaylı etkisini hesaplıyoruz.

İkinci olarak, elektrik ve doğalgazın tüketici fiyatlarındaki değişimlerin TÜFE’nin enerji dışındaki ana kalemlerine olan dolaylı etkisine göz atıyoruz. Bunun için, tüketici fiyatlarındaki elektrik ve doğalgazdan oluşan bir fiyat endeksi oluşturuyoruz.[3] Bu noktada modelin kurulması ile ilgili bir hususa daha dikkat çekiyoruz. Genel olarak baktığımızda, sanayiye yönelik yapılan elektrik ve doğalgaz fiyat ayarlamalarının, tüketiciye yönelik ayarlamalarla eş anlı olarak gerçekleştiği dönemlerin sıklıkta olduğunu gözlüyoruz (Grafik 3). Bu durumda, tüketiciye yönelik enerji fiyat ayarlamalarının dolaylı etkilerine bakarken, üreticiye yönelik eş anlı ayarlamaları kontrol etmemiz daha uygun. Bu amaçla oluşturulan beş değişkenli VAR modeli, sırasıyla Türk lirası cinsinden ham petrol fiyatları, üretici elektrik-doğalgaz fiyatları, tüketici elektrik-doğalgaz fiyatları, çıktı açığı ile tüketici fiyatlarının bir alt grubunu (işlenmiş gıda, temel mal ve hizmet) içermekte. Yine dolar kurundaki değişimleri dışsal bir değişken olarak modele ekliyoruz. Böylece, tüketici fiyatları üzerindeki dolaylı etkileri temel gruplar bazında gözlemleyebiliyoruz.[4]

Tahminler Ne Söylüyor?

Modellerden elde edilen etki-tepki fonksiyonları sonucunda, elektrik ve doğalgazın üretici ve tüketici fiyatlarındaki artışların işlenmiş gıda, temel mal ve hizmetler üzerinden tüketici fiyatlarına olan dolaylı etkilerini hesaplıyoruz. Hesapladığımız etkiler aşağıda yer alıyor (Tablo 1).

Buna göre, örneğin, TÜFE’deki elektrik ve doğalgaz fiyatlarındaki yüzde 10 oranındaki bir artışın doğrudan yansımaları sırasıyla 0,30 ve 0,18 puan olurken, bu artışların tüketici fiyatlarına dolaylı etkilerinin sırasıyla ortalama 0,20 ve 0,12 puan olacağı hesaplanmakta. Ancak, model ve tahmin belirsizliğine istinaden, elektrik fiyatlarındaki ayarlamaların dolaylı etkisinin 0,15 ile 0,29 puan; doğalgaz fiyatlarındaki ayarlamaların da 0,09 ve 0,18 puan aralığında gerçekleşebilmesi muhtemel.[5] Diğer taraftan, Yİ-ÜFE’deki elektrik ve doğalgaz fiyatlarındaki artışların da üretim maliyetlerindeki artış kanalıyla tüketici fiyatları üzerinde dolaylı etkileri oluyor. Buna göre, üretici elektrik ve doğalgaz fiyatlarındaki yüzde 10 oranındaki bir artışın tüketici fiyatları üzerindeki dolaylı etkilerini sırasıyla 0,12-0,16 ve 0,10-0,13 puan aralığında hesaplıyoruz.

Özetle, elektrik ve doğalgaz fiyat ayarlamalarının, enflasyona doğrudan etkisinin en az yarısı kadar dolaylı yansımalarının da olduğunu söyleyebiliriz.

 

[1] Firmaların maliyetlerine bakıldığında, Yüncüler ve Öğünç (2015), imalat sektörü ve hizmet sektöründe elektrik giderlerinin maliyet içindeki payını sırasıyla yüzde 2,3 ve 1,9 olarak hesaplamışlardır.

[2] Bu blogda 2010 sonrası dönem için aylık bazda tahmin edilen modellerde serilerin durağan formları yer alıyor.

[3] Böyle bir toplulaştırılmış endeks kullanmayı hem VAR’daki değişken sayısını makul boyutlarda tutmak hem de tek tek kalemler arasındaki olası geçişleri ortadan kaldırmak için tercih ediyoruz. Bu durumda, elektrik ve doğalgaz fiyatlarındaki artışların diğer fiyatlar üzerindeki dolaylı etkisinin doğrudan etkisine oranının her iki kalem için de aynı olduğu varsayılıyor. Kalemler için ayrı ayrı yapılan analizler, bu varsayımın geçerliliğini doğruluyor.

[4] Tüketici fiyatları üzerindeki dolaylı etkileri incelerken çekirdek enflasyon göstergelerinden B endeksinin kapsamına giren temel mallar, hizmet ve işlenmiş gıda alt grupları dolaylı etkileri incelediğimiz gruplar. Ancak, örneğin, elektrik-doğalgazın su ve katı yakıt gibi diğer enerji kalemleri ile işlenmemiş gıda üzerinde de dolaylı yansımaları gözlenebilir.

[5] TÜFE’deki elektrik-doğalgaz artışlarının dolaylı etkileri tahmin edilirken, üretici fiyatlarındaki değişimlerin VAR modellerine farklı şekillerde dâhil edilmesiyle tahmin belirsizliğine ilişkin çıkarımlar yapılıyor.

 

Kaynakça

Yüncüler, H.B. G. & Öğünç, F. (2015). “Firma Maliyet Yapısı ve Maliyet Kaynaklı Enflasyon Baskıları”, TCMB Çalışma Tebliği Serisi, No. 15/03.

Dilara Ertuğ

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasında Ekonomist olarak görev yapmaktadır.

Mustafa Utku Özmen

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasında Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yapmaktadır.

Editöre Not
Her türlü görüş, öneri
ve yorumlarınız için:
Mesaj Gönder

ANA SAYFA

* Blogda yer verilen görüşler yazarlara aittir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının resmi görüşlerini temsil etmeyebilir.