TT

Huzeyfe Torun

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasında Genel Müdür olarak görev yapmaktadır.

Editöre Not
Her türlü görüş, öneri
ve yorumlarınız için:
Mesaj Gönder

Eğitim istihdam ilişkisinin güçlendirilmesi için ele alınan öncelikli alanlardan biri meslek lisesi eğitimi. Mesleğiyle ilgili temel eğitimi uygulamalı bir şekilde almış ve hızla değişen üretim teknolojilerine uyum sağlayabilecek donanımda bireylerin yetiştirilmesi için meslek lisesi eğitiminin yaygınlık kazanması ve kalitesinin artırılması gerektiği kamu kurumları, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları ve iş dünyası tarafından sıklıkla dile getiriliyor. Benzer şekilde meslek lisesi eğitimine verilen önem kalkınma planlarında, orta vadeli planlarda ve stratejik planlarda da göze çarpmakta. Bu ilgi ve önem, meslek lisesi eğitiminin hem ülke ekonomisine hem de bireylerin iş piyasası kariyerlerine olumlu etki ettiği kanaatinden kaynaklanıyor. Ekonominin geneli açısından bakıldığında, imalat sektörü başta olmak üzere bütün sektörlerde yüksek katma değerli üretime geçilmesinin önkoşullarından biri nitelikli insan kaynağı. Özellikle Türkiye gibi hızlı büyüyen ekonomilerde nitelikli insan kaynağının yetiştirilmesi için meslek lisesi eğitimi önem taşımakta. Meslek lisesi müfredatlarının iş piyasasının öncelikleri ile uyumlu olması ve ekonomideki stratejik hedeflerle örtüşmesi de dikkat edilmesi gereken bir husus.

Meslek lisesi eğitiminin getirilerinin ne olduğu bireyler için ayrıca önemli. Ortaokul eğitimini bitirmiş ve liseye devam edecek her birey meslek lisesi eğitiminin işgücü piyasası açısından avantaj ve dezavantajlarını merak etmekte. Tablo 1, 2016 Temmuz dönemi itibarıyla 15 yaş ve üzerindeki bireylerin eğitim seviyesine göre iş piyasası durumlarını gösteriyor. Meslek lisesi mezunlarının işgücüne katılım ve istihdam oranlarının genel lise mezunlarına göre oldukça yüksek olduğu, işsizlik oranlarının da belirgin bir şekilde düşük olduğu görülmekte. Genel lise mezunlarının sadece yüzde 48,5’i bir işte çalışırken, mesleki veya teknik lise mezunlarının yüzde 58,9’u bir işte çalışıyor. Meslek lisesi mezunlarının lehine oluşan bu fark, kadın ve erkek bireyler ayrı ayrı incelendiğinde veya önceki yılların verileri incelendiğinde de net bir şekilde görülmekte.

Bu tablodan yola çıkarak, ortaokul eğitiminden sonra kaydolacağı liseyi seçmek üzere olan herhangi bir gence meslek lisesi eğitimini seçtiği takdirde iş bulma ihtimalinin yaklaşık 10 yüzde puan fazla olacağını, işsiz kalma ihtimalinin ise 2 yüzde puan düşük olacağını söyleyebilir miyiz? Diğer bir ifadeyle, tabloda görülen fark meslek lisesi ile işgücü piyasası sonuçları arasındaki bir sebep-sonuç ilişkisini mi yansıtmaktadır? Yoksa, gözlenen ilişki basit bir korelasyon mudur?

Bu bağlamda, meslek lisesi eğitimi ile işgücü piyasası değişkenleri arasındaki ilişkinin mahiyeti hem birey hem de politika yapıcı açısından hayati önem taşımakta. Örneğin, meslek lisesi eğitimi lehine tabloda görülen fark, zaten kişisel yetenekleri fazla ve iş bulma becerisi yüksek olan bireylerin meslek liselerini seçmesinden kaynaklanabilir. Benzer şekilde meslek lisesini seçen bireylerin sosyoekonomik şartları kendilerini bir an önce iş bulmaya sevk edebilir. Bu durumlarda tabloda görülen fark meslek lisesinin nedensel sonucundan fazlasını gösteriyordur.  Öte yandan, meslek lisesini seçen bireyler iş bulmak için gerekli bağlantıları az olan ve sosyoekonomik olarak daha dezavantajlı gruplardan geliyorsa, tabloda görülen fark meslek lisesinin gerçek avantajından daha azını yansıtıyordur. Ekonometri ifadesiyle bir içsellik sorunu ile karşı karşıya olabiliriz.

Çalışmamızda meslek lisesi eğitimi ile istihdam oranları arasındaki nedensel ilişkiyi inceliyoruz ve yukarıda tarif edilen içsellik sorununu aşabilmek için de uygun bir araç değişken yöntemi uyguluyoruz [Torun ve Tümen, 2016]. Araç değişken olarak Türkiye’de 1978-1987 yılları arasındaki meslek lisesi açılışlarını kullanıyoruz. Buna benzer bir yöntem daha önce Card (1993), Kane ve Rouse (1995) ve Duflo (2001) tarafından da uygulanmış. Bu on yıllık süreçte Türkiye’de en az bir meslek lisesi olan ilçe sayısı yaklaşık yüzde 30 oranında yükselmiş. 2000 yılı nüfus sayımının yüzde 5’lik örneklemini kullandığımız ve yaş, doğum ili, ilçe nüfusu, ilçedeki bireylerin genel eğitim seviyesi, ticari işletmelerin sayısı  gibi gözlemlenebilir değişkenleri sabit tuttuğumuz regresyon analizimizde, kendileri lise çağına gelmeden önce ilçelerinde meslek lisesi açılan bireylerin meslek lisesi mezunu olma ihtimalinin belirgin bir şekilde arttığını buluyoruz. Bu bulgu meslek liselerinin erişilebilirliğinin meslek lisesi eğitiminin yaygınlık kazanmasında kritik bir etken olduğunu gösteriyor.

İkinci aşamada, araç değişken yöntemiyle meslek lisesi eğitiminin işgücü piyasası sonuçlarını nasıl etkilediğini araştırıyoruz. Araç değişken kullanmadığımız basit regresyon analizimizde, erkeklerde genel lise eğitimi yerine meslek lisesi eğitimi almanın 26-35 yaş aralığındaki bireyler için istihdam oranını 2-4 yüzdelik puan artırdığını buluyoruz.  Bu bulgu, Tablo 1’de meslek lisesi mezunları lehine görülen farkın yön olarak doğru olduğunu teyit etmekte. Bununla birlikte araç değişken kullandığımız regresyon analizlerinde aynı yönde fakat istatistiksel olarak anlamlı olmayan bulgular elde ediyoruz. Bu bulgudan yola çıkarak meslek lisesi eğitimi ile istihdam olasılığı arasındaki ilişkinin nedensel olduğu yargısına ulaşamıyoruz. Meslek lisesi eğitimini tercih eden bireylerin sosyoekonomik şartlar nedeniyle iş bulmada daha aceleci ve daha ısrarlı olmaları veya zaten kişisel yetenekleri fazla ve iş bulma becerisi yüksek olan bireylerin meslek liselerini tercih etmesi korelasyon ilişkisinin büyüklüğüne rağmen nedensel ilişkinin istatistiksel olarak anlamlı olmamasını açıklayabilir.

Nedenselliği sorgulanmakla birlikte, Türkiye’de üniversite mezunu olamayan bireyler arasında genel lise eğitimi yerine meslek lisesi eğitimi almanın istihdam olasılığını yükselttiği bir gerçek. Bu çalışmadaki analizden yola çıkarak iki ayrı politika önerisi sunulabilir. İlk olarak; 1978-1987 yılları arasındaki meslek lisesi açılışlarında görüldüğü gibi, erişilebilirlik meslek lisesi eğitiminin yaygınlaşması için belirleyici rol oynamaktadır. İkinci olarak; üniversite eğitimine devam etmeyen bireyler arasında meslek lisesi mezunlarında istihdam ihtimali belirgin bir şekilde yüksek olmakla birlikte bu ilişkinin nedensel olduğu söylenememektedir. Bununla birlikte istihdamın kalitesine, ücretlere ve sosyal haklara dair bir çıkarımda bulunmak mevcut çalışmanın veri kısıtları nedeniyle mümkün değil.

Kaynakça:

Card, D. E. (1993). “Using Geographic Variation in College Proximity to Estimate the Return to Schooling." NBER Working Paper #4483.

Duflo, E. (2001). “Schooling and Labor Market Consequences of School Construction in Indonesia: Evidence from an Unusual Policy Experiment." American Economic Review, 91, 795-813.

Kane, T. J. ve C. E. Rouse (1995). “Labor Market Returns to Two- and Four-Year College.” American Economic Review, 85, 600-614.

Torun, H. ve S. Tümen (2016). “Do vocational high school graduates have better employment outcomes than general high school graduates? Evidence from Turkey”, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, Yayımlanmamış Çalışma.

 

 

 

Huzeyfe Torun

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasında Genel Müdür olarak görev yapmaktadır.

Editöre Not
Her türlü görüş, öneri
ve yorumlarınız için:
Mesaj Gönder

ANA SAYFA

* Blogda yer verilen görüşler yazarlara aittir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının resmi görüşlerini temsil etmeyebilir.